Çocuğun, gencin ya da bir yetişkinin belirsiz bir durumda yaşadığı yoğun bir duygu olan kaygı, çoğu kez bir sınav durumunda karşımıza çıkar. Bir sınava hazırlık durumunda, sahip olunan bilgi ile sınav sonucu arasındaki orantısızlık ile kendini belli eder. Evde yapılan sınav ile okulda ya da dershanede yapılan aynı sınav farklı sonuçlar verir. Öğretmenleri aileye genellikle şu geri bildirimi verirler “performansını yansıtamıyor”.
Sınav anı, bir sürece işaret eder. Sınav değerlendirmesi ise bir sonucu gösterir. Sınav anına odaklanamayanlar için sınav sonucu sürekli gündemdedir. Sınav anında sorulara odaklanmak yerine sürekli sınavın sonucu ile ilgili olumsuz düşüncelerle meşgul olurlar. Sınav sonucu ile uğraşmak kaygılarını yükseltir ve bunun sonucunda da dikkatler dağılır. Sorulara yeterli dikkatleri kalmaz. Burada asıl yararlı işlevsellik her bir soruya merak ve yeterince ilgi ile bakabilme uğraşısıdır.
Yaptığımız her bir uğraş ile ilgili olarak bir miktar kaygıya ihtiyacımız vardır. Hafif bir hazır oluş hali demek olan bu olumlu kaygı düzeyi bizi dinamik tutar. Hiç kaygılı olmamak sağlıklı bir tutum değildir. Bazı durumlarda bu kaygısızlık çok yoğun bir kaygının yarattığı tepkisizliğe de işaret edebilir.
Sınav anına odaklanamamaya yol açan olumsuz düşünce biçimlerinden bahsedebiliriz. İlki; kişinin sınav anında ya da hazırlanma sürecinde başkalarının kendi hakkında ne düşündükleri ile abartılı biçimde meşgul olması. İkincisi; kişinin kendi benlik saygısını sınav sonucu ile eş tutması. Yani, yüksek puan aldığında kendini başarılı hissetmesi, düşük puan aldığında da kendini başarısız ve değersiz hissetmesi gibi. Üçüncüsü; tüm geleceğinin bu sınava bağlı olduğu endişesi. Dördüncüsü; hazırlık sürecinin bilinçli farkındalığından yoksun olma. Beşincisi; sınav anında bedensel belirtilerin artması sonucunda dikkatin dağılması. Altıncısı; sınav anında çevreden gelen ses, ışık vb uyaranlara aşırı yoğunlaşarak sınavdan uzaklaşma.
Araştırmalar, aynı bilgi düzeyine sahip iki öğrenciden normal kaygı düzeyine sahip olanın bilgisini %90 oranında sınava yansıtabildiğini ama yüksek kaygı düzeyine sahip öğrencinin ise %60 oranlarında performans gösterebildiğini ortaya koymaktadır.
Gerçekte hayatın her anı bir sınav gibi düşünülebilir. Dolayısıyla kişinin sadece akademik alanda değil hayatın her alanında kaygısını tanıyıp onu yönetebilmeyi öğrenmesi yaşam doyumunu arttıracaktır.
Sevgilerimle…….